"Bir çifti tarif etmek, bir özyaşam öyküsü yazmaktır. Hayata bir çift içinde başlamış ve bir çiftten doğmuş olduğumuz için, çiftlerden bahsederken hayatımızın hikayesini anlatıyoruzdur. Bu çifti mümkün olduğunca soyut hale getirmeye çalışırız, çünkü tehlikeli olacak kadar yakındırlar bize, evimize. Ya da daha doğrusu, evdirler; çünkü bir zamanlar yaşayacak başka yerimiz yoktu."

Phillips, A. (1997) Tekeşlilik s.24

Hikâyemiz anne babamızın buluşmasıyla doğmamızdan çok önce başlar… Anne babamızın bireysel tarihinden, onların anne babalarının tarihinden ve çok ama çok daha öncesinden aktarılanlarla var olur, kendi bireysel öykümüze onlardan aktarılanlarla başlarız. Ailemizden 

  • Güveni - güvensizliği,

  • Değeri - değersizliği,

  • Çareyi - çaresizliği,

  • Umudu - umutsuzluğu,

  • Sevgiyi -  sevgisizliği,

  • Başarıyı – başarısızlığı,

  • Mutluluğu – mutsuzluğu,

  • Kim ve ne olduğumuzu,

  • Nelere layık olduğumuzu,

  • Yakın ilişkilerin nasıl olması gerektiğini ve yakın ilişkilerden ne beklemememiz gerektiğini,

  • Hangi düşünce, tutum, duygu ve davranış şekillerinin kabul edilebilir olduğunu,

  • Hangi durum ve ortamlarla nasıl baş edebileceğimizi,

  • Beklentilerimiz karşılanmadığında nasıl davranmamız gerektiğini,

  • Kadın ve erkek olmanın ne demek olduğunu, kadın veya erkekten nelerin beklenebileceğini,

  • Anne babalığın ne demek olduğunu, anne babadan nelerin beklenebileceğini,

  • Anne babanın davranış şekilleriyle çocuğun neler hissedebileceğini öğreniriz.

Başladığımız yerde, bir yandan aktarılanları teslim alırken, diğer yandan aktarılanları değiştiririz.  İlk çocuksak bir aile yaratırız; bir karı-kocadan bir anne ve bir baba ile anne-baba-çocuktan oluşan bir aile yaratırız. İkinci çocuksak, bir abla/ağabey yaratırız. Bir de üç kişilik aileyi, dört kişilik kılarız. Yani zannettiğimizin aksine ilk aileyi evlenip kendi çocuğumuz doğmadan çok önce kurar ya da dönüştürürüz… Yetişkin olduğumuzda ise ilk ailemizden aldıklarımızı, kurduğumuz aileye ve çocuklarımıza aktarırız...

Ve ailemiz içimize yerleşmiştir… Kimliğimizin en derinlerinde bir yerlerde, bizden öte bir de aile bulunur. Görünmeyenlerle, söylenmeyenlerle içimizde bir yuvadır o… Bu yuva ne kadar sıcak ve mutluysa, kimliğimiz de kuracağımız aile de bunu yansıtır. İçimizdeki aile acı ve mutsuzluk doluysa… O zaman çok işimiz var demektir… Muhtemelen çok uğraşmamız gerekecektir...

SEÇİL ÖZBEKLİKUzman Psikolojik Danışman