Anasayfa / Evlilik / ÜLKEMİZDE YAŞANMAKTA OLANLAR...


  
ÜLKEMİZDE YAŞANMAKTA OLANLAR...

PSİKOLOJİK TRAVMA VE BAŞETME YÖNTEMLERİ


Bir olaya “travmatik” diyebilmemiz için, olayda:


-Yaşama tehdit,

-Vücudun bütünlüğüne tehdit,

-En sevdiklerimize tehdit,

-İnanç sistemlerimize tehdit unsurlarının olması gerekir. 


Şüphesiz ki, son günlerde yaşananlar geçmişimizle geleceğimiz arasında bir kırılma duygusu yaratmıştır. Olaylar öncesinde kendimize dair tanımlarımız, kimlik algımız, gelecek planlarımız, önem verdiklerimiz değişmiştir. Bundan sonrasına dair belirsizlikler tanımlanabilir hale gelene kadar kendimizi boşlukta hissedebiliriz.  


“Travma” en basit haliyle gündelik yaşamın içindeki “ANORMAL” bir yaşantıdır. Anormal bir yaşantıda ise, gündelik “normal” tepkilerimizin dışında tepkiler veririz. Verdiğimiz tepkiler çoğunlukla kendimizi iyileştirme uğraşlarımızdır. Anormal bir durumla baş edebilmek için gösterdiğimiz normal reaksiyonlardır. Her normal insanın, psikolojik olarak kendini iyileştirme ve zor zamanlarla baş edebilme gücü vardır.


Bu süreçte gözlenebilecek “normal” psikolojik tepkiler şunlardır:

  1. Yaşanan görüntülerin tekrar tekrar yaşantılanması (flashbackler) ve her tekrarla birlikte fiziksel ve duygusal reaksiyonların tekrar etmesi. (Örn: terleme, kalp atışında hızlanma, korku, vs.)
  2. Tekrarlayan kabuslar.
  3. Kaygılı ve korkutucu düşünceler.
  4. Olayı hatırlatan kelimeler, nesneler ya da durumlarda (örn: uçak ve siren sesi, çığlıklar, gürültüler, kokular, vs) ani irkilmeleri veya tepkileri yeniden yaşamak.
  5. Duygusal donukluk, hissizlik
  6. Yoğun suçluluk ve utanç (özellikle yanındaki insanlara yardım edememiş olması durumlarında), artmış endişe, korku, öfke ve ümitsizlik.
  7. Olayın yaşandığı yerlerden ve hatırlatan insanlardan uzak durma ihtiyacı.
  8. Tekrar tekrar anlatma isteği ya da hiç konuşmama hali
  9. Geçmişte keyif alınan aktivitelerden, durumlardan keyif alamama hali
  10. Her an patlamaya hazır, öfkeli hissetme, sınırda hissetme hali
  11. Uykuya dalmakta güçlük ya da artmış uyku ihtiyacı
  12. Yemek yiyememe ya da aşırı yemek yeme hali.
  13. Dikkati toparlayamama, ya da artmış dikkat ve enerji hali
  14. Unutkanlık
  15. Fiziksel rahatsızlıklar (örn: baş ağrısı, mide-bağırsak problemleri)


Bu tepkilerin büyük bir çoğunluğu yaşanan olaylardaki anormalliğe verilen normal tepkilerdir. Çoğu insan belli bir süre bunları yaşadıktan sonra kendi yapısına uygun bir mekanizma geliştirip, herhangi bir ruhsal rahatsızlık geliştirmeden yaşantısına sağlıklı bir şekilde devam edecektir.


Bu psikolojik tepkilere yönelik şunlar bilinmelidir:


  1. Her şeyden önce bu kadar anormal bir ortamda verdiğiniz tepkilerin normal olmasını beklemeyin. Yaşadığımız şartlar altında “normal”, “hiçbir şey yaşanmamışçasına” verilen tepkiler aslında anormal olarak değerlendirilebilir.
  2. Rüyalar bilinçdışının bireyi iyileştirme mekanizmasıdır. Aynı olayı tekrar tekrar yaşadığınız kabuslar, bilinçdışınızın yaşananları kabullenme, yaşananları dönüştürme, normalleştirme ve değiştirme uğraşı olabilir.
  3. Olayları sizinle birlikte yaşamış olan insanlarla konuşmaya, dayanabildiğiniz oranda, devam edin. Anlatmak hem yaşadıklarınıza mesafe kazanmanıza, hem de sizinle benzer tepkileri gösteren insanlarla karşılaştığınızda yaşadıklarınıza anlam vermenize yardımcı olabilir. Yalnız kalmamaya özen gösterin. 
  4. Fiziksel sağlığınıza ve bakımınıza, ihtiyaçlarınıza özen gösterin. Uyku ve yeme düzeninizi normalinize uygun olarak karşılamaya, şartlar elverdiği oranda, devam edin. Fiziksel rahatsızlıklarınızı, psikolojik diyerek, ihmal etmeyin. Psikolojik bile olsa, önce fiziksel bir sorun olmadığından emin olabilmek için, bir doktora danışın.
  5. Yine şartlar elverdiği oranda gündelik rutinlerinize, aktivitelerinize zaman ayırın. Şu şartlar altında bunun söylenmesinin kolay, yapılmasının zor olduğunu biliyorum. Buna rağmen unutmayın; herkesin değişiminde rol oynayabilmesi için dinlenmeye ve yenilenmeye ihtiyacı vardır.
  6. Öfke ve korku her insanda bulunması zorunlu olan duygulardır. Korku, dikkatli olmamız gerektiği konusunda bizi uyarır ve kendimizi korumamızı sağlar. Korku hissettiğiniz zamanlarda bunu ifade etmekten çekinmeyin. Öfke, bizi yanlış giden ve değişmesi gereken bir şeyler olduğu konusunda uyaran bir duygudur. Yaşanan şartlar düşünüldüğünde öfke hissedilmemesi mümkün değildir. Buna rağmen hissedilen öfkeyi ve bu öfkenin yaratabileceği davranışları elinizden geldiği kadar öfkeyi yaratan “gerçek” sebebe yönelik tutmaya gayret edin.
  7. Hissettiğimiz şeyleri iyileştirebilmek ve dönüştürebilmek için yaratıcılık ve mizah son derece sağlıklı bir yöntemdir. Herkesin kendine uygun bir yaratım potansiyeli vardır, bunu açığa çıkarmaya gayret edin. 
  8. Yaşadığınız ve hissettiğiniz şeylerin baş edebileceğinizin üstüne çıktığını, normal yaşantınıza hiçbir şekilde devam edemediğinizi hissederseniz mutlaka profesyonel bir yardım alın.  


Israrla vurguladığım gibi, yaşanan olaylar karşısında verilen tepkiler doğaldır ve herhangi bir sağlıksızlık belirtisi gibi değerlendirilmesi gerekmemektedir. Tepkilerin büyük çoğunluğu bir süre sonra kendiliğinden iyileşecektir. Bu süreçte daha fazla sıkıntı yaşayabilecek, risk altında grup diyebileceğimiz kişiler de bulunmaktadır. Bunlara da dikkat etmekte fayda vardır. Şöyle ki,


  1. Geçmişte benzer ya da farklı felaketlerin kurbanı olanlar,
  2. Sosyal destek anlamında zorlukları olanlar,
  3. Aile problemleri olanlar,
  4. Yakın geçmişte kayıp ya da travma yaşamış olanlar,
  5. Olayların öncesinde de fiziksel ya da ruhsal rahatsızlığı olanlar,
  6. Çocuklar (Bu tarz travmalarda çocuklar bazen ihmal edilebiliyorlar. Her şeyin farkında olmasına rağmen çocukların yaşlarına uygun açıklamalara ve konuşabilecekleri ortamlara ihtiyacı vardır. Çocukları iyi gözlemekte fayda vardır)                                                                                                                                                                                                                                                                                          SEÇİL ÖZBEKLİK, 20/07/2016